Pop Sanat 50’li ve 60’lı yıllarda gelişen, klasik tarzın oldukça dışında duran, grafik tasarımdan, illüstrasyondan, çizgi roman ve fotoğraftan beslenen bir anlayış.
Sanatsal çevreler bu dönemde, savaş sonrası toplumda çöken değerleri ve trajik olayları, daha düz, basit, ve anlaşılır bir şekilde yorumlamaya başlamış.
Amerikalı Pop Artist Roy Lichtenstein Fox (1923-1997) 1960’larda, Andy Warhol, Jasper Johns ve James Rosenquist ile birlikte Pop Sanat hareketinin önde gelen isimlerinden olmuş.
İyi bilinen çizgi roman figürlerini resimsel form içinde sunmaktan büyük zevk almış Lichtenstein. Büyük boy çizgi roman imgeleri, savaş sonrasında kitle üretimi, popüler reklamcılık ve çizgi romanların büyük dalgasını ironik ve cesur bir üslupla yansıtmış.
Lichtenstein, üst orta sınıf Amerikan Yahudisi bir ailede New York’ta doğmuş. Sanat kadar cazla da ilgilenmiş olsa da 16 yaşındayken Art Students League’in yaz okuluna kaydolmuş. 1940’ta Ohio State University’deki School of Fine Arts’a başlamış fakat öğrenimi İkinci Dünya Savaşı nedeniyle kesintiye uğramış ve 1943’ten sonra üç yıl boyunca orduya alınmış.
Döndükten sonra 1946’da mezun olmuş ve ardından sanat eğitimcisi olarak çalışmış. 1949’da Ohio State University’den yüksek lisans derecesi almış ve iki yıl sonra New York’ta ilk kişisel sergisini açmış. Daha sonra Cleveland’a taşınmış ve altı yıl kalmış.
Önce Picasso’nun etkisiyle Kübizim akımından eserler vermiş. Başarılı bir akademik kariyere sahip olmuş. Daha sonra soyut dışavurumcu tarzında resimleriyle ünlenmiş. Kendine özgü stilini ise otuz sekiz yaşındayken yaratmış.
Emaye, metal, pirinç ve plastik gibi pek çok farklı malzeme kullanmış, arada teknik usta ve vitrin dekoratörü olarak çalışmakla birlikte sanatını devam ettirmiş. Daha çok Soyut Dışavurumculuk’tan esinlenmiş. 1960’ta, sanatı halkın daha kabul edebileceği bir yönde geliştiren popüler kültüre dayalı yeni fikirleri araştıran bazı sanatçılarla tanışmış.
“Pop art”a ilgi duymuş. Pop Art’ı kendi tanımlayışında ‘bir Amerikan resmi değil, endüstriyel bir resim’ olduğu ifadesini kullanmış.
Bir gün Lichtenstein’in oğlu babasına, Micky Mouse kitabını göstererek bu kadar iyi resim yapıp yapamayacağını sormuş. Ressam bu soruyla yeni bir esin kaynağı keşfetmiş: Çizgi roman ve reklam karakterleri. Bu iddiadan yola çıkarak 1961 ‘de Lichtenstein bazı büyütülmüş çizgi roman karakterlerini reklam baskısı görünümünde ve küçük değişikliklerle resmetmiş.
Zamanla üslubunu dramatik kompozisyonlar, parlak renk blokları, Benday benekleri, yazı ve konuşma balonları kullanarak geliştirmiş.
Tıpkı çizgi romanlardaki gibi resimlerine konuşma balonları eklemiş. “Grrrrrrrrrrr!”, “Whaam!”, “Pow!” gibi ünlem ve seslerle, çizimine hareketlilik katıyormuş. Bu teknikle birlikte Andy Warhol gibi Pop Art akımının önde gelen isimlerinden biri olmuş. Fakat kendisi Pop Art kavramını kabul etmemiş. Resimlerini “Amerikan tarzı endüstriyel çizim” olarak adlandırmış.
Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sını “ben-day dots” yöntemiyle çizgi roman resminde Mona Lisa’yı konuşturmuş. Mona Lisa “Öyleyse ben sadece buraya oturur ve gülümserim.” diyormuş.
İronik bir dili olan ressam oğlunun çok sevdiği Micky Mouse’u da çizmiş. “Look Mickey” adını verdiği resim en ünlü eserlerinden biri olmuş.
Lichtenstein’ın 1962’de New York’ta düzenlenen ilk kişisel sergisi büyük bir başarı sağlamış. 1966’da Londra’daki Tate Gallery’de sergi düzenleyen ilk Amerikalı ünvanına sahip olmuş. Kendini resimle sınırlamamış, aynı konsepti heykelde bile denemiş. 1997 yılında hayata veda etmiş.