Marcel Duchamp, Dada sanat anlayışının, kavramsal sanatın ve aynı zamanda 1960 sonrası çağdaş sanat hareketlerinin çok önemli öncü sanatçılarından biridir.
Marcel Duchamp, 28 Temmuz 1887’de Fransa’nın Blainville’de, üçüncü oğul olarak dünyaya gelmiş. 7 çocuklu aile’nin 4. çocuğu olarak doğmuş. Anne ve babası kültürel ve sanatsal etkinlikleri önemser ve çocuklarını da sanata özendirirmiş.
Aydın bir aile ortamında büyümüş. Anne tarafından dedesi, ressam ve gravür sanatçısı, erkek kardeşlerinden biri ressam, diğeri ise kübist bir heykelciymiş. Üç kız kardeşinden biri de ressam olmuş.
1902 yılında, henüz on beş yaşındayken, evlerinin bahçesinde resim yapmaya başlamış. 1904 yılında lise öğrenimini tamamladıktan sonra Paris’te bulunan ağabeylerinin yanına giderek Julian Akademisi’nde eğitimine devam etmiş. Kariyerinin ilk dönemlerinde izlenimciliğin etkisinde kalan Duchamp’ın izlenimci tarzda yaptığı ilk eseri “Marcel Lefrançois’nın Portresi” adlı eseri olmuş.
1908’de Paris’in yakınlarında bulunan Neuilly’ye yerleşerek 1913 yılına dek burada “Courrier Français” gazetesinde çalışmış.1912 yılında yaptığı “Merdivenden İnen Çıplak” adlı tablosuyla fütürizme yaklaşmış. 1912 yılı, sanatçı için çok verimli ve başarılı bir yıl olmuş. “Merdivenden İnen Çıplak” isimli yapıtı üzerinde çok konuşulan ve yorum yapılan önemli yapıtlarından birisidir. Octavia Paz, bu resmin modern resmin kilometre taşlarından birisi olduğunu ve Kübizm’in sonuna ve bir şeyin de başlangıcına işaret ettiğini belirtmiş.
Sonraki dönemlerde fauvizm ve kübizmin etkisiyle eserler üretmiş. Duchamp, 1914 yılına kadar Kübist sanatın etkisinde yapıtlar vermiş. Sonrasında sanata duyduğu antipatiden dolayı resim yapmayı bırakmış, fark edilmeyen bir sanatçı olmuş. Ancak 1914 yılından sonra, geleneksel sanata dair söyleyeceklerinin azlığının farkına varan sanatçı, Absent Bardağı ile başlayan ready-made anlayışını, 1917 yılında düzenlenen bir sergiye Mott Works adlı firmadan satın aldığı pisuarı Çeşme adıyla bir heykel olarak sunması ile sürdürmüş.
1915 yılında New York’a gitmiş ve 1918 yılına kadar orada kalmış. O yıllarda önemli eseri “Büyük Cam” üzerinde çalışmaya başlamış. 1916’da İlk “Yarım Ready-Made” “Gizli Numarayla”yı yapmış. Duchamp, 1918’den sonra, resim yapmayı bırakmış ve Buenos Aires’e gitmiş. Burada günlerini sanattan uzak satranç oynayarak geçirmiş.Bir süre sanata karşıt tutum sergilemiş.
Marcel Duchamp’ın “SatrançOyunu” isimli yapıtı, sanatçının plastik öğeler açısından geleneksel olarak ele aldığı resimlerinden biridir. Duchamp’ın en çok bilinen çalışması Bekarları Tarafından Çırılçıplak Soyulan Gelin (1915-1923; Büyük Cam olarak da bilinir. 1920’de “Societe Anonyme” adında uluslararası bir çağdaş sanat koleksiyonu kurmuş. 1922’de “Büyük Cam” adlı ünlü eserini yapmak üzere New York’a dönmüş ve 1924 yılında eserini tamamlamış.
1942’de kalıcı olarak New York’a yerleşmiş. Duchamp’ın bir pisuvara imza atıp sergilemesi ile ortaya çıkan ve tüm sanat çevrelerini şok eden çalışması “pisuvar”, Fountain, Duchamp’ın ölümünden 36 yıl sonra, 2004 yılında 500 sanat uzmanı tarafından ‘modern sanatın en çok iz bırakan eseri’ seçilmiş.
Duchamp’ın Fountain (Çeşme) isimli eseri fabrikada üretilmiş hazır bir nesnedir (readymade). Günlük kullanıma yönelik tüketim nesnesi olduğu için seri üretimi olmaktadır ve tekrarı yapılabilmektedir. “Ready-made’lerin bir başka özelliği de benzersiz yanının olmayışıdır. Sonradan “kavramsal sanat” anlayışının yolunu da açacak olan bu ready-made çalışmada Duchamp, bir pisuvarı baş aşağı çevirip, altına da R. Mutt imzasını atmış ve New York’ta bir galeriye göndermiş.
Eserin hikayesi kısaca şöyle; 1917 yılında Duchamp’ın da üyesi olduğu Bağımsız Sanatçılar Derneği, ‘Jürisiz ve ödülsüz bir sergi düzenleyeceğini duyurmuş. Duchamp da satın aldığı bir pisuarı takma isimle imzalayıp sergiye göndermiş.
Tabiki eser büyük tartışmalara sebep olmuş ve sergilenmemiş. Bu karar neticesinde sanat çevresinde birçok tartışma çıkmış. Duchamp dernekten ayrılmış. Sanatı bir zanaat olarak değil, bir fikir olarak gören Duchamp’a göre önemli olan, eserin yapılma şekli veya kullanılan malzemeler değil, eserin arkasında yatan fikir/motivasyonmuş.
Duchamp’ın ‘Fountain’ (Çeşme) kadar ünlü olan hazır yapılmış sanat eserlerinden biride Mona Lisa’ya bıyık ve sakal çizerek, altına Fransızca okunduğunda ‘You have a hot ass’ (Kalçaların güzelmiş) anlamına gelen ‘L.H.O.O.Q.’ yazdığı kartpostaldır.
Sıradan bir karşı geliş olmamak üzere, kelimenin tam anlamıyla sanatın özüne dair bir başkaldırı niteliğinde olan ready-made kavramı ve sanatın kurumsallaşmasına karşı bir başkaldırıymış. Son yıllarda sanatın doğasını sorgulayan sanatçılar, plastik sanatlara alternatif arayışlar içerisine girmişler. Bu arayışların sonucu olarak, disiplinler arasındaki ayrımların ortadan kalkmaya başladığı ve yaratıcılıkta sonsuz özgür bir sürece girildiği görülmektedir.
Endüstri çağının ve I. Dünya Savaşı’nın insanlar üzerinde yarattığı çöküntü, ekonomik güçlerin çağdaş burjuva yaşamını ayakta tutma çabaları, sermaye ve emek arasındaki çatışma, Dada Hareketini yaratan ve güçlendiren en önemli etkenlerden olmuş. Dadaizm sanat anlayışı, H. Ball tarafından “Cabaret Voltaire” adlı bir kulüp de 1915 –1916 yıllarında oluşmaya başlamış. Dada’nın kuruluşu Zürih’te gerçekleşmiş. Dadaizm kendisinden önceki sanatçılarıda bu düzenin birer parçası olduklarıiçin küçümser ve reddedermiş.
Bununla birlikte Dadaizm, toplum, din, gelenek gibi tüm yerleşik değerleri protesto etmektedir. Teknolojiye bağlanmanın yüzeyselliğini protesto etmektedir
Dadaizm sanat anlayışında hazır nesnenin ilk kullanıcısı Marcel Duchamp olmuş. Duchamp kübizmde kullanılan hazır nesne anlayışına farklı bir yaklaşım getirmiş. Duchamp, hazır nesneleri saf hallerinde kullanmış. Gündelik hayatta kullanım şekillerini değiştirmeden karşı sanat yapıtı olarak kullanmış.