“Bir ressam olarak doğdum” diyecek kadar kim olduğunun farkında ve “Bir fahişe olarak doğdum” diyecek kadar da cesur, hayatı mücadeleyle geçmiş sürrealist ressam, Frida Kahlo. Meksika’da Macar Yahudisi fotoğrafçı ile Kızılderili asıllı bir çiftin dört kız çocuğundan üçüncüsü olarak dünyaya gelmiş Frida. Daha sonra Meksika Devrimi’nin gerçekleştiği günü doğum günü olarak değiştirmiş. (7 Temmuz 1910)
Frida doğduktan kısa bir süre sonra annesi hastalanmış ve ona süt verememiş. Kızılderili bir sütanne tarafından beslenmiş. 6 yaşında geçirdiği çocuk felcinden dolayı Frida’nın sağ bacağında incelme olmuş.Bu olaydan sonra tahta bacak Frida olmuş. Meksika’da Tıp Eğitimi Bölümü’ne kabul edilen ilk kız öğrencilerden biri olmuş.
Frida, annesini nazik, sevecen, zeki ama aynı zamanda zalim ve dindar bir kadın olarak tanımlamış. Babasını ise her zaman mükemmel bir figür olarak tanımlamış. 1925 yılında sevgilisi ile son anda yakaladıkları otobüsün tramvayla çarpışması sonucu hayatı tamamen değişmiş. Bircok kişi ölmüş fakat Frida ağır yaralı olarak kurtulmuş. 1 ay hastanede yatmış 32 ameliyat olmuş. Annesi Frida’nın kendisine bakmasından vazgeçmemesi için tavana bir ayna yaptırmış. İlk tepkisi kötü olsada, sonra bedeninin resimlerini yapmış. Annesinin sürekli teşviğiyle Frida sürekli resim yapmış. Ağrılarıyla ancak bu şekilde baş edebiliyormuş. 1927 sonunda Frida yeniden yürümeye başlamış.
Meksikalı Michalangelo Diego Rivera’la tanışarak resimlerni göstermiş. Diego Frida’nın resimlerinden çok etkilenmiş. Frida ailesinin tepkilerine rağmen Diego Rivera ile 21 Ağustos 1929’da evlenmiş. Düğünlerine aileden sadece babası gelmiş. Frida, Diego’ya aşıkmış. Sevildiğini de biliyormuş ve Diego‘nun başka kadınlara olan ilgisini de. Fırtınalı geçen evliliklerine bir dönem ara verselerde hiçbir zaman birbirlerinden kopamamışlar.
Çift, Diego’nun duvar resmi siparişlerini almasıyla 1930’da Amerika’ya gitmiş. Burada Frida art arda iki düşük yapmış. Eşinin ablası ile kendisini aldatması bardağı taşıran son damla olmuş. Frida, Diego’yla ikinci kez evlendiği dönemde sürrealist akımın öncü isimlerinden Andre Breton’un desteğiyle New York’ta bir sergi açmış ve bu sergi büyük ilgi görmüş. Frida yaşarken değeri bilinen ender sanatçılardan biri olmuş.Picasso, Kandinsky başta olmak üzere birçok önemli isim tarafından övgüyle alınmış. Louvre Müzesi, Frida’nın “Çerçeve” adını verdiği tablosunu satın almış.Hatta Frida’ya duyduğu hayranlıkla bilinen Madonna, onun 70 eserinin 50 tanesini satın almış.
New York’tan sonraki sergisini Paris’te açmış. 1943’de La Esmeralda adlı yeni bir sanat okulunda öğretim üyeliğine başlamış. Sağlık durumu çok iyi olmamasıan rağmen ders vermeyi on yıl boyunca sürdürmüş. Sanatçı, ülkesindeki ilk kişisel sergisini 1953’te Meksika’daki galerisinde açmış. Doktoru, yatağından çıkmasını yasakladığı için serginin açılışına karyolasında taşınarak götürülmüş. 1950’de omurgasındaki sorunlar nedeniyle hastaneye kaldırılmış ve 9 ay hastanede kalmış. 1953 yılı Nisan ayında Mexico City’de bir kişisel sergi açmış. Temmuz ayında sağ bacağı kesilmiş. 13 Temmuz 1954’te, akciğer embolisi nedeni ile hayata veda etmiş. Frida Kahlo’nun 143 resmi’nin 55’i otoportresidir. Frida Kahlo’nun hayatının anlatıldığı filmi mutlaka izleyin.