Kısa ve sıkıntılı yaşamında peşini bırakmayan zorluklara rağmen, Caravaggio olarak bilinen Michelangelo Merisi, 16. yüzyıl sonu ve 17. yüzyıl başının en etkili sanatçılarından biriymiş. Çoğunlukla ilk Barok ressam olarak kabul edilir sanatçı. Michclangelo Merisi da Caravaggio, Milano’da doğmuş fakat sonrasında Lombardiya’daki Caravaggio’ya taşınmış ve burada eğitim almış. 13 yaşına geldiğinde anne babası ölmüş ve bu yüzden Tiziano‘nun bir öğrencisi ile eğitimini sürdürmek üzere Milano’ya dönmüş. 1592’de yaklaşık 20 yaşındayken Roma’ya seyahat etmiş. Buradaki en tanınmış ressam ve sanat tüccarı ile tanıştırılmış. Acılı, agresif ve sık sık kavgalara karışan Caravaggio’nun kişisel yaşamı kilise, devlet ve çevresindekilerle çatışmalar şeklinde geçmiş. Kendinden önceki sanatçıların kurallarını terk ederek günlük yaşamın unsurlarını sanatına dahil etmiş.
Caravaggio, resimde ışık-gölge kullanma tekniği ile döneminin ressamlarından farklılaşmış ve öne çıkmış. Işık ve gölge ile oluşturduğu keskin zıtlıklar ile üç boyutlu nesnelere hacim kazandırmış. Adeta ışığı figüre spot şeklinde odaklamış.
Caravaggio’resimlerinde ki figürleri modellere bakarak yaparmış ve bunları halk arasından seçermiş. Caravaggio,dinsel konuları resmetmekten hoşlanmazmış günlük hayattan sahneleri ve insanları resmetmeyi tercih edermiş. Dini resimler dahil kutsal kabul edilen kişileri günlük hayattan modeller kullanarak sıradan kişiler gibi resmetmesi, o dönemde çok tartışma yaratmış. Caravaggio, sadece figürleri doğal ve sıradan insanlar gibi resmetmemiş aynı zamanda konuyu resmetme şeklinde de kendi yorumunu katarmış. Dinsel konular genellikle belli çercevelerde resmedilirken Caravaggio konuyu kendi yorumlarıyla ele alırmış.
Din ve iktidar ilişkilerinin çok güçlü olduğu bir dönemde yaşayan Caravaggio, Rönesans ve Maniyerizm’den uzaklaşarak güçlü bir üslup geliştirmiş.
Rembrandt olmak üzere kendisinden sonra gelen birçok sanatçıyı etkilemiş.
Gerçeği yansıtan güçlü resimler yapmayı amaçlayan sanatçı, dinsel resimlerinde figürleri, çalışan sınıftan insanlar gibi yansıttığı için ağır eleştiriler almış. Rönesans sanatçıları insani ve dinsel deneyimi idealize etmişken o, sıradan insanların günlük çevrelerinde ve son derece sahici göründüğü kaba gerçekliği betimlemiş.
Pek çok kişi günahkâr ve saygısızca buldukları Caravaggio’nun resimleri karşısında şoke olmuş ancak onun sanatı aynı zamanda geniş bir hayranlık da uyandırmış. Sert yaradılışı nedeniyle kanunla sürekli başı dertte olmuş.
1606’da bir cinayete karışmış ve Roma‘dan kaçmış. Napoli, Sicilya ve Malta gibi farklı yerlerde yaşamını kazanmak için resim yaparak kaçak bir yaşam sürmüş. Nihayet Papa’nın affını duymuş fakat olaylı dönüş yolculuğunda hummadan 38 yaşında öldüğü için hiçbir zaman Roma’ya ulaşamamış.