20. yüzyılın en verimli sanatçılarından Picasso. Resim heykel, seramik sanatları olmak üzere birçok alanda eserler vermiş çok yönlü bir sanatçı. Picasson’nun tam ismi Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Martyr Patricio Clito Ruíz y Picasso ????
Tam 23 kelime ve 103 karakter uzunluğunda. Zaman içinde babasının soyadı Don Jose Ruiz yerine, annesinin soyadı Picasso’yu kullanmaya karar vermiş. Hayata çok farklı başlamış Picasso. Çok zor doğmuş. Bedeni öylesine zayıfmış ki, ebesi bebeğin ölü doğduğunu düşünmüş ve bebeği masaya koymuş. O sırada orada bulunan Picasso’nun amcası bebeğin yüzüne sigara dumanı üfleyince bebek ağlamaya başlamış. Picasso şöyle anlatıyor: “O zamanlar doktorlar büyük purolar içerdi, amcam dahil. Beni masada görünce yüzüme duman üflemiş. Ben de hemen yüzümü buruşturup ağlamaya başlamışım.”
Picasso’nun sanatçı olan babası Ruiz, 7 yaşından itibaren resim eğitimi vermeye başlamış Picasso’ya. Picasso 13 yaşındayken babası resim yapmayı bırakmış, oğlunun yeteneğini görünce. 1895’te Barselona Güzel Sanatlar Okulu’na girmiş. 9 yaşındayken ilk resmi ‘Le Picador’u tamamlamış. İlk büyük resmi ise, 1896’da 15 yaşındayken tamamladığı ‘La Premiér Communion’ adlı esermiş. Yeteneği ile yaşıtlarından çok ileride olsa da, okul otoritelerine itaat etmediği için sık sık cezalandırılmış. Picasso 14 yaşındayken 2 kız kardeşinden biri difteriden ölmüş. Picasso kardeşinin ölümünden çok etkilendiği için ilerleyen yaşlarında hasta insanların yanında bulunamamış.
1900 yılında arkadaşı Casagemas ile Paris’e taşınmış. Casagemas’ın intiharı Picasso’yu derinden sarsmış. 1901’den 1904’e kadar mavi rengin hakim olduğu resimler yapmış. Picasso’nun bütünüyle kendisine ait olan ilk özgün yapıtları, mavi dönemde ortaya çıkmış. Hüznün, yalnızlığın, yabancılaşmanın, yoksulluğun betimlendiği bu resimler, mavinin tonlarında boyandıkları için daha sonra sanat tarihçileri tarafından “mavi dönem” şeklinde isimlendirilmiş.
Picassos zamanla Parise’a alışmış Fransızcasını ilerletmiş. Mavi ağırlıklı boyadığı resimleri yavaş yavaş pembe ve gri tonlarına dönüşmüş. Bu dönem de sanat tarihine “pembe dönem” olarak geçmiş. Mavi renk pembeye döndüğünde ve palyaçoların, sirk çalışanlarının, akrobatların resimlerini yapmaya başlamış. Picasso, ömrü boyunca sürekli olarak yenilik peşinde koşan bir ressam olmuş. Bu nedenle çok başarılı dahi olsa, yarattığı akımları her defasında yarattığı başka bir akım için terk etmiş. Picasso, mavi ve pembe dönemlerini de 1907’de başlattığı kübizm lehine bırakmış.
Picasso, yirmi yaşında bir İspanyol göçmen olarak Paris’e geldiğinde, bu yeni ortamda kabul görmekte zorlanmış. Kariyerinin başlarında ünlü sanat tacirleri ve galerilerin talepleri doğrultusunda, resimler yapmış. Picasso, 1906’dan itibaren sanat çevrelerinde dikkat çekmeye başlamış.
1906–07 kışında, Picasso ‘Avignonlu Kızlar’ı yaptığında hiç kimse beğenmemiş. Hatta tanınmış bir sanat eleştirmeni Picasso’ya kibarca kendisini karikatüre yönelmesini söylemiş. Avignonlu Kızlar’ı görmeye giden Braque, Picasso’ya ‘Resminle sanki bizim halat yememizi veya gaz yağı içmemizi istemiş gibisin’ demiş. Bu resmi gören herkeste bir şok durumu yaşanmış. Çünkü o döneme kadar böyle bir cesareti kimse gösterememiş.
Picasso Avignonlu Kızları yaptığı ilk zamanlarda ‘Felsefi Genelev’ veya Le Bordel d’Avignon gibi muhtelif isimler yakıştırılmış. İlk yapıldığında suluboyayla yapılmış yedi figürlü bir kompozisyonmuş. Beş nü kadın, bir denizci ve bir tıp öğrencisi varmış. Bir sonraki versiyonda son iki figür ortadan kaybolmuş. Öğrencinin yerini perdeyi kaldıran bir nü kadın almış. 809 taslak sonrası tabloyu tamamlayabilmiş.
Picasso aynı zamanda modeli olan Fernande Olivier ile ilk uzun süreli ilişkilerini yaşamış.(1904’den 1912) Zaman içinde körelen ilişkileri karşılıklı aldatmalar sonucu bitmiş.
Picasso, Fernande Olivier ile ayrıldıktan sonra kendisini hüzünlü biten bir aşkın içinde bulmuş. Eva Gouel ile ne yazık ki sadece üç yıl birlikte olabilmiş. Eva’nın tüberküloz hastalığı ve ölüm ile noktalanmış. Ancak çapkın Picasso, çok aşık olduğu Eva’nın hastalığı sırasında bile uslu durmamış Gaby Lespinasse ile bir ilişki yaşamış.
1918’de Rus bir generalin kızı Olga Hoklova ile evlenmiş. 1921’de oğlu Paulo dünyaya gelmiş.Olga Kokhlova ve oğulları, Picasso’nun resimlerine sıklıkla konu olmuş. On yıl süren evliliği süresince Olga’nın yüksek sosyeteye ve eğlenceli hayata olan düşkünlüğü, Picasso’nun ise bohem hayatı tercihi aralarının zamanla açılmasına sebep olmuş.
Olga ile evliyken, 17 yaşındaki Marie Therese Walter ile bir birliktelik yaşamış ve bir çocukları olmuş. Marie’den sonra ise özel ilham perisi olarak anılan Yugoslav asıllı sıra dışı bir fotoğrafçı, üretken bir ressam ve aynı zamanda tutkulu bir şair olan Dora Maar ile tanışmış. Dora Maar ile tanıştığında 53 yaşındaymış.
Sanatçı 62 yaşına geldiğinde genç bir sanat öğrencisi Françoise Gilot ile uzun süren bir ilişkileri olmuş.Bu ilişkilerinden iki çocuğu dünyaya gelmiş. (Gilot’un “Life with Picasso” isimli bir kitabı bulunmaktadır.) Picasso, 1945’te 40 yaş küçük sevgilisi Françoise Gilot ile birlikte olmaya başlamış. Çiftin Claude isimli bir oğulları, Paloma adını verdiklieri bir kızları olmuş. 1953 yılına kadar birlikte olmuşlar. Sanatçı Françoise Gilot ile ilişkisi devam ederken 24 yaşındaki Geneivieve Laporte ile ilişki yaşamaya başlamış.
İspanya 1936’da iç savaş halindeymiş. İspanyol üniforması giymiş Alman pilotların Guernica’yı bombalanması sonucu, kent harap olmuş ve kaçmaya çalışan binlerce sivil öldürülmüş.
Picasso’dan Guarnica’da iç savaşı anlatan bir eser yapması istenmiş. “İspanya’daki savaş halka ve özgürlüğe karşı bir savaştır. Bir ressam olarak gericiliğe ve sanatın ölümüne karşı mücadele ettim. Yapmakta olduğum ve Guernica adını vereceğim bu tabloda İspanya’yı bir sefalet ve ölüm okyanusuna götüren askeri sınıfa karşı duyduğum korkuyu göstermeye çalışmaktayım.”
Alman bir generalin Picasso’ya “Bu resmi (Guarnica’yı siz mi yaptınız?” diye sorması üzerine üzerine ünlü ressam hafızalara kazınacak “Hayır, siz yaptınız.” cevabını vermiş.
1953’te Jacqueline Roque ile tanışmış. 1961 yılında evlenmişler. 1973 yılında 91 yaşında ölmüş. Yenilikçi sanatçı, Georges Buraque ile birlikte Kübizm akımının temellerini atmış, resimlerinde kullandığı geometrik şekillerle ününü daha da arttırmış. Özel hayatıyla da Hollywood yıldızları kadar popüler bir kişilik olmuş. Komünizm savunucusu olan Picasso aynı zamanda bir savaş karşıtı olarak tanınmış. Bir resim dehası olan Salvador Dali de onun hayranları arasında yer almış.
Picasso resimlerini klasisizm ve kübizm akımları arasında yapmış. Gerçekçi bir tutumu yeğleyen klasisizm ve mantıksal öğelere yönelen kübizm sanatçının yeni çalışmalarının iki temel öznesini oluşturmuş. Usta ressam uzun süredir terkettiği heykel çalışmalarına 1923 yılında yeniden başlamış.