Tam adı ‘Henri Marie Raymond de Toulouse-Lautrec-Monfa’ olan Fransız ressam. Çoğunlukla paris gece hayatını anlattığı tablolarıyla bilinir. Post-empresyonizm akımındaki ressamlardan biridir.
Ben Van gogh un çizdiği tarlaları çizemem; ama o da benim çizdiğim Moulin Rogue kadınlarını çizemez!” şeklinde özlü bir söz söylemiş. Paris’te hedonist bir yaşam sürerken 37 yaşında alkol ve frengiden hayatını kaybetmiş. Aslında yaşamı güze başlamış bir dram çocuğu olarak yaşamına devam etmiş. 1864’te, Paris yakınların dünyaya gelmiş. Çocuklukluğunu büyük bir şatoda geçirmiş. Vücut sağlığı bakımından durumu sıkıntılıymış. Resme karşı ilgisi ise büyükmüş. Durmadan resim yaparmış. Beklenmedik geçirdiği iki kaza, Henry’nin yaşantısını temelinden değiştirmiş. Şatonun salonunda düşmüş sol bacağı kırılmış. 1879’da bir gezinti sırasında yine düşmüş bu defa sağ bacağı kırılmış. Uzun süren tedavilere rağmen yatağa mahkum ve kötürüm kalmış. Henry’nin bacakları kısa kalmış. Vücutu ancak bastonla ve topallamak suretiyle yürüyebiliyormuş. Akraba evliliği sonucu kırılgan kemikleri ve oldukça belirgin asimetrik vücut yapısı, boyunu uzatmak için uzun dönem değişik ve ıstırap verici tedaviler uygulamasına sebep olmuş.
Asıl ününü Moulin Rouge müzik holünü anlatan çalışmalarında yapmış. Bir dönem de genelev çalışanlarını resmetmeye merak sarmış. Aristokrat babası kendisini evlatlıktan reddetmiş. Fiziksel rahatsızlığı ve duygusal çalkantıları onu alkolizme sürüklemiş. 1901 yılının 9 eylül günü, 37 yaşında, annesinin kolları arasında ölmüş. Son dakikalarında yanına gelen babasına dönerek “ölümümü kaçırmayacağını biliyordum” dediği söylenir. Kendi dönemine kadar ikinci sınıf olarak görülen afişin bir sanat olarak değer kazanmasını sağlamış sanatçıdır.