Büyük Rubens’in en yetenekli öğrencisi Anthony van Dyck, Avrupanın en büyük ressamlarından biriymiş. 150 Yil boyunca İngiliz portre resmini etkilemiş. Rubens‘in ardından van Dyck 17. yüzyılın en ônemli Flaman ressamıymış. Yağlıboya, suluboya ve gravür çalışmaları yapmış. Varlıklı bir ailenin oglu olarak Antwerp’te doğmuş. Dikkat çekici bir erken olgunluk gösteren van Dyck, 16 yaşınndayken, kendi atölyesini kurmuş. 1618’de, sanatçı loncaların en ünlüsü Aziz Luka loncasına kabul edilmiş. Kasa bir süre onu ‘en iyi öğrencim olarak tamamlayan Rubens’in yönettiği atölyöde baş yardımcısı olmuş.
1620’de Londra’ya gitmiş ve Kral 1. James için çalışmış. 1621 ‘den 1627’ye kadar aristokrasi için portreler resimleyerek İtalya’da kalmış. Dindar bir Katolik olarak dinsel resimleri son derece duygusalmış fakat İtalya dönüşü portreciliğe yoğunlaşamış. 1632’de, ona bir ev ve atölye veren kralın baş ressamı olmuş. Kral ve ailesinin çok sayıda portresini yapmış. Rubens’den sonra Veronese ve Tiziano‘dan çok etkilenmiş. Sonraki 150 yıl boyunca İngiliz üzerinde belirgin bir etkisi olmuş.